Seyyid Muhammed Ruhi

Esselamu Aleykum ve Rahmetullahu ve Berakatuhu.

İnsanlar kısım kısımdır. Bazısı ibadetlerini Cennet ümidiyle, bazısı Cehennem korkusuyla yapar.

Bir kısmı da vardır ki Cenabı Allah’a aşık olduğu için O’nun için ibadet eder. Bütün yaşantısı, alması, vermesi, sevmesi, darılması, gitmesi, gelmesi, her hali Allahu Zülcelal’i sevdiği için, O’nun rızasının dışına çıkmamak içindir.

İnsan bu hale Mürşidi Kamil’in terbiyesinden geçerek ulaşabilir.

Mürşidi Kamil nasipte yazılı olan müridini Hazreti Allah’ın ona bildirdiği usullerle tanır. Bu keşif le, rüyayla ya da kesin olan bir ilhamla olabilir.

Mürşidi Kamil müridini seçer; nefsinden, şeytanından, kötü arkadaşından, dünya sevgisinden kurtarır. Tasavvuf denizinde bütün kirlerinden yıkayıp, pak eder.

Mürşidi Kamil müridini Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’e ve Hazreti Allah’a ulaştırmak için farklı şekillere, tavırlara girebilir. Bu aşamalarda gayesi onu bütün nakıslarından kurtarıp kemale ulaştırmaktır. Mürşidi Kamil hakikatte Varisi Muhammedi’dir.

Mürşidi Kamil, yaşadığı bölgede olan insan, hayvan ve canlılar için Hazreti Allah’ın lütfu ve rahmetidir. Bu konuyu araştırdığınızda mürşidlerin vazifelerinin ne kadar büyük olduğunu, balıkların, kuşların dahi Hazreti Allah’ın emriyle onlara dua ettiklerini görebilirsiniz.

Mürşidlerin memurlar gibi normal mesai saatleri yoktur. Onların bulundukları yer piknik yeri, bir dükkan ya da sokak dahi olsa orası dergahtır. Çünkü onların vazifesi canavarı insan, eşkıyayı da Evliya yapmaktır.

Mürşidler talebelerinin nefislerindeki hastalıkları zikirle, sohbet ederken ve daha birçok farklı usulle tedavi edebilir. Kendi halini sohbet ettikleri kişilere aşılarlar.

Mürşidler vericilerin uydudan alıp çanak antene verdiği gibi Cenabı Allah’ın onun kalbine verdiği tecellileri ve nurları müridlerine nazarı ile aşılar. Bazılarına hiç alakası olmadığı işi yaptırırken, bazılarında yaptıkları şakalarla çok şeyi değiştirir.

Bazı talebelerin hastalıkları çok ağır olabiliyor. Mürşidi Kamil onlara hastalıklarının tedavisi için nefislerine ve kişiliklerine ters olan hizmetler verir. Bunları bütün tasavvuf kitaplarında, büyük zatların hayatlarında görülebilecek şeylerdir.

Sufiye tabakasının imamı Cüneydi Bağdadi Hazretleri, farklı insan görünümleriyle dergahları ziyaret etmiştir. 80 zembil kitap ezberleyen koca alim ve kadı İmam Eba Bekiri Şibli Hazretlerine ise iki yıl kibrit sattırmış, üç yıl da dilencilik yaptırdı. Şibli Hazretleri bunlardan sonra Cüneydi Bağdadi Hazretlerinin ona verdiği dersleri ve sırları anlamıştır.

Bir kalpte zerre miktar kibir varsa, o kalbe hikmet damlaları akmaz. Kalp tecellilerden mahrum kalır. Büyük zatlar nice zahmetler çektiler, kalplerindeki putları ve pislikleri temizlediler ve sonra oraya Cenabı Allah’ı yerleştirdiler. Ölünceye kadar kalplerinin bekçisi oldular.

Onlar içeriye Hu’dan başkasını koymadılar.

Allahu Zülcelal kadın, erkek bütün kardeşlerimizin çalışma ve gayretlerini Cenabı Allah kabul eylesin. Yaptıkları hizmetlerde ilim öğrenirler, hayatla mücadeleyi öğrenirler, hayatlarındaki israfların önüne geçerler.

Allah rızası için yapılan hizmetler insanların nefislerindeki gurur ve kibri kırar. Allah yolunda yaptıkları için ecir kazanırlar.

Cenabı Allah hepimize kemalatlar fütuhatlar nasip eylesin.

Allah Dostu’nun biri yanına gelen insanlara hizmet ediyor, ihtiyaçlarını karşılıyor, zahmet çekiyor. O insanlarsa gittikten sonra onun hakkında kötü konuşuyorlar. Bunu gelip o Allah Dostu’na anlattıklarında, o dost aylarca hizmet ettiği insanların ismini bile hatırlamıyor ve gülümsüyor.

Bunun üzerine soruyorlar, “Efendim niye gülüyorsunuz?”

Allah Dostu burada çok hoş bir cevap veriyor.

Onlar beni övse de yerse de benim için fark etmiyor; çünkü ben Allah için yaptım. Hazreti Ali Efendimiz’in kafiri yere serdiğinde, Allah için öldürmemesi gibi.

İnsan yedi başlı ejderha olan nefsin elinden kurtulduğu zaman kemale erer. O zaman Allahu Zülcelal’den başka derdi olmaz.

Derdi Allah olanın, dostu da sahibi de Allah’tır.

Dünya, içindekiler ve ahiret dahi onun için dert değildir, onu etkilemez. O artık Yunus gibi aşık olmuştur.

“İster sevdir ister yerdir beni. İster öldür ister kaldır beni. Bana seni gerek seni.”

Cenabı Allah dervişlikte hepimize Yunus gibi olmayı nasip eylesin. Bizi sadıkan ve aşikandan eylesin. Esselamu Aleykum.

Fakir Seyyid Muhammed Ruhi

14 Eylül 2015