Dün Gitti, Yarına Çıkacağın Belli Değil

Esselamu Aleyküm ve Rahmetullahu ve Berekatuhu.

Bu fakirin yazdığı “İçimizdeki Firavun” kitabını en az üç defa okuyun. O zaman bu yapacağım nasihat nefsine geçer, ruhuna ve kalbine ulaşır ve tesir eder.

Sen bugüne kadar nefsinin bütün arzu ve isteklerini yerine getirmek için çalıştın.

Nefsini o kadar şımarttın ki her istediğini yaptıkça daha da şımardı ve hep daha fazlasını istedi.

Sen nefsine kul olmak için yaratılmadın. Allahu Zülcelal’e kul olmak için yaratıldın.

Allahu Zülcelal’in Kuran’ı Kerim’de israf yapanlar şeytanların kardeşidir dediğini unuttun mu?

Dolabındaki kıyafetlerin Asrı Saadet’teki elli Sahabe’yi giyindirir. Ayakkabılarının sayısını bilmiyorsun. Tamamen israf delisi olmuşsun.

Canının her istediğini alacak mısın?

Sabrı ne zaman öğreneceksin?

Her yalnız kaldığında günah mı işleyeceksin?

Takvayı ne zaman öğreneceksin?

En ufak yorgunlukta dahi istirahate mi çekileceksin?

Nefis mücahedesini ne zaman öğreneceksin?

Rabbimin sana rahmetinden dolayı işlerin rast gidiyor diye ne zamana kadar gaflette kalıp uyuyacaksın?

Söyle bana ne zaman gerçek tövbe edeceksin?

Bu dünya Cennet değil.

Bu dünya Müminler için zindandır.

Mümin insan özgür değildir.

Her tarafımız nefsimizin hoşuna giden yasaklarla çevrilidir.

Bizler son nefeste yüzü ak olarak imanla gittiğimizde, ruhumuz Rabbimizin methettiği salih kullarının ruhlarıyla beraber olduğunda özgür oluruz.

Bizler Hazreti Allah’ın gönderdiği ve Resulü Kibriya Aleyhisselatü Vesselam’ın öğrettiği dinin esirleriyiz.

Nur olan iman kalbimizde olduğu için kulluk vazifesi ile yaptığımız her güzellik kalbimizi ve ruhumuzu mutlu eder. Nefsin isteği olan çirkinlikleri yaptığımızda ise ruhumuzu ve kalbimizi incitir, üzer.

Mümin hayır yaptığında sevinen, günah işlediğinde üzülen kişidir. Tasavvuf yolunda ise zevk, iman tahtası olan göğsümüzdedir. Nefsinin peşinde giden insanlar gibi göbekten aşağı değildir.

Beni iyi anla kardeşim.

Günahın işlendiği yerde önce Kuran tilaveti, sonra gece namazı gider. Peşinden zikir gider. Akabinde mutluluğun gider. Malından ve zamanından bereketin gider.

Haramın ve günahın en zoru başıdır. Başta kabul etmezsin. O hatayı bir kere işlediğinde nefsine kolay gelmeye başlar ve alışkanlık haline gelir. Yavaş yavaş tatlı gelmeye başlar ve sonunda kalbine mühür vurulur. Artık o günah dahi nefsini tatmin etmez.

Zalim nefsin şeytanın akıl hocalığı ile sana başka günahlar işletmek ister.

Bir Allah Dostu şöyle buyuruyor:

Eğer nefsin seni isyana sürükler ve sana o günahı güzel göstermek isterse “De ki bu mu daha hayırlı yoksa takva sahiplerine vaat edilen ve onlar için bir mükafat ve dönüş yeri olan ebedi Cennet mi?” Ayeti Kerime’siyle cevap ver.

Ey kardeşim, bu nasihatleri önce kendi nefsime ve sonra da Mümin Mümin’in aynası olduğu için sana da yaptım.

Allahu Zülcelal seni de beni de Sıratı Mustakimi’nde sabit kadem eylesin. Bizi kil ü kal’den kurtarıp gerçek Hal Ehli yapsın.

Çevremizdekilere ve İslam Alemi’nde hidayette olmayanlara hidayet eylesin.

Alemi İslam’ın gençlerini ve kızlarına hidayet eylesin.

Ahiret rızkı ve hasenatı olan iyilikleri, sevapları, güzellikleri yapmada bizleri muvaffak eylesin. Kuran’ı Kerim’de methettiği önde giden, hayırda yarışanlardan eylesin.

Dünya senin bildiğin kadar uzun değil. Tuli emel sevgisi sana dünyayı uzun gösteriyor. Zaman kısa.

Yol uzun.

Azığımız az.

Dün gitti, geri gelmiyor.

Yarına çıkacağın belli değil.

İçinde olduğun zamanı hiç olmazsa hayırlı ve faydalı bir şeyle değerlendir vesselam…

Fakir Seyyid Muhammed Ruhi

07 Kasım 2020