Dünya, İnsanın Geçici Durağıdır
- Seyyid Muhammed Ruhi

- 22 Haz 2021
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 3 Tem 2021
Selamun Aleyküm ve Rahmetullahu ve Berakatuhu.
Allahu Zülcelal’in seni takip ettiğini hissettiğin anda hemen O’nun için secdeye kapan. Çünkü bunun farkında olman hastalığının şifasının olduğu anlamına gelir.
Bu durum mide ülseri olan hastanın durumu gibidir. Doktoru mide ülseri için diyet verir ve gönderir; çünkü hastalığının tedavisi kolaydır. Ancak vücudunda kötü huylu tümör olan birisi doktora gittiğinde doktora ne yiyeyim ne içeyim diye sorar. Doktor da istediğin gibi ye iç der. Çünkü onun hastalığından ümidi yoktur.
Mümin insana en büyük nimet sürekli ilahi yoğun bakımda olmasıdır. En kötü ve korkutucu olan ise ilahi yoğun bakımdan çıkmasıdır.
İnsan ilahi yoğun bakımdaysan sürekli Cenabı Allah’ın takibi altında olur devamlı uyarılırsın, tembihlenirsin, musibetlere maruz kalırsın. Çünkü Allah’ın aşkından erimen gerekir.
Hazreti Allah’ın aşkından erimen gerekir çünkü Allah seni çok seviyor
İlahi yoğun bakımda olan insanın hastalığının şifası vardır. Yani ahiret saadetini yakalayabilir.
Sürüden ayrılan kuzular gibi Cenabı Allah’tan uzaklaşanlar Enam Suresi 44. Ayeti Kerime’ye muhatap olurlar.
Allahu Zülcelel Ayeti Kerime’de şöyle buyurur:
“Onlar kendilerine yapılan uyarıları unutunca her şeyin kapılarını onlara açtık. Nihayet kendilerine verilenler yüzünden şımardıkları zaman onları ansızın yakaladık. Böylece onlar birdenbire bütün ümitlerini yitirdiler. Allah’ın takibi altından olup, her türlü zorluğu çekenler ne büyük nimete mazhar olduklarını bilmiyorlar.”
Allahu Zülcelal bir Hadisi Kutsi’de şöyle buyuruyor:
“İzzetim ve celalim hakkı için sevdiğim Mümin kuluma rahmet etmeyi dilersem; ölmeden önce günahlarına kefaret olması için rızkına darlık, bedenine hastalık, mal ve çocuğuna musibetler veririm. Bu musibetlere rağmen günahı kalırsa, huzuruma anasından doğduğu gibi günahsız gelmesi için ölümünü zorlaştırarak temizlerim.”
Bütün günahlarından temizlenerek kabre giren insan en büyük ilahi nimete kavuşmuştur.
Allahu Zülcelal kulunu fakirleştirerek, korkutarak, işini bozarak, hastalık vererek, eşiyle kavga ettirerek, eşini ve çocuğunu kişiye asi ettirerek işlediğin günahları ve kusurlarını onu üzecek ve sıkacak şeyleri musallat ederek temizler. Bu yüzden bazı Allah Dostları Cenabı Allah’ın bizden razı olduğunu eşlerimizin, çocuklarımızın, etrafımızdakilerin davranışlarından, bize verdiği sıkıntı ve belalardan anlarız demişlerdir.
Rabbimizi razı ettiğimiz zaman eşlerimiz ve çevremiz bize iyi davranırlar. Cenabı Allah’ı razı edemediğimiz zamansa eşlerimiz, çocuklarımız ve çevremizdekiler bize kötü davranır demişler.
Allah Dostları hal dilleriyle “Ya Rabbi seni razı edemediğimiz için bize zulmeden eşler, çocuklar ve çevreyle edeplendiriyorsun. Ya Rabbi Sen bizden razı ol.” derler.
Cenabı Allah bir kuluna ikram etmeyi dilerse, düşmanını bile ona hizmetçi eder. Birini edeplendirmek istediğinde ona en yakınını musallat eder. Bu yüzden insan başına gelen bütün sıkıntıları, acıları ve musibetleri Cenabı Allah tarafından gönderilen ilaç olarak görmelidir.
Musibetler ilahi rahmet ve şehvet terbiyesinin tecellisidir.
Mümin’in yaşadığı her sıkıntı ve acı; iman ve ruhundaki hastalıkların ilacı, ruhunun büyümesi için devadır.
Allahu Zülcelal parası, malı, mülkü çok olup O’nu unutan Müminlere kendini belalarla hatırlatır. Zenginliği, refah seviyesi artan bazı ülkelerde insanların Allah’tan uzak olduğunu, fakir ülkelerde ise bu durumun tam aksi olduğunu görmekteyiz. Fakir ülkelerdeyse mescidler doludur. Salih amel isteyen, Allah’ın kaza ve kaderine razı olanlar çoktur.
Ey can!
Herkes Cenabı Allah’ın kapısında O’na yakarış içerisindedir.
Elmas gibi kıymetli bir taşın aslı kömürdür. Aşırı basınç ve sıcaklık nedeniyle elmasa dönüşmüştür. Yani Mümin’in olgunlaşması için bela ve musibetlere maruz kalması kaçınılmazdır. Çünkü bu dünya Cenabı Allah’ın sevgilileri olan Müminlere zindandır.
Bizlerin şımarık yapmaya izni yoktur. Çünkü Allahu Zülcelal insanı özgür yaratmamıştır. Bizi esir yapmış ve kul yapmıştır.
Bu dünya insanın geçici durağıdır.
Allahu Zülcelal insanın bu geçici durakta mutlu olabilmesi için hayatın her yerine yasaklar koymuştur.
Bazı makam ve yüksek rütbeler ibadetle değil, sabır ve tahammülle elde edilir.
Bütün söylediklerim doğrultusunda kendine bir bak. Eğer sende doğru yolda olmana rağmen çok zorluklar ve sıkıntılar yaşıyorsan, bil ki Cenabı Allah seni çok yüksek makamlara yükseltmek istiyor. Bu makamların tek ücreti rıza ile sabretmektir.
Bizler Rabbimizin bize verdiği acı ve sıkıntılara rıza gösterip, sabredeceğiz.
Ey can!
Her zorlukta bir rahmet, her kıtlıkta bir nimet ve her acıya rıza gösterip sabredenler için Allah’a giden bir yol vardır. Buradan da İslam Dini’nin sabır ve şükürden oluştuğu anlaşılır.
Rabbim cümlemizi bela ve musibetlerle karşılaştığı zaman sabredip, Elhamdülillah diyen Müminlerden eylesin.
Aslımız olan toprağa ve gerçek evimiz olan kabre yüzü ak olarak gidenlerden olmayı nasip eylesin.
Hizmetkar Seyyid Muhammed Ruhi
24 Mart 2019



Yorumlar