top of page

Kutlu Davanda Kibirden Arın, Tevazuya Sarıl

  • Yazarın fotoğrafı: Seyyid Muhammed Ruhi
    Seyyid Muhammed Ruhi
  • 22 Haz 2021
  • 4 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 3 Tem 2021

Esselamu Aleyküm ve Rahmetullahu ve Berekatuhu.

Bana gençlerdeki kibir, ego, bencillik ve nefsi emmareden kaynaklanan hastalıkların sebep ve ilacını soruyorlar.

İlim veya herhangi bir yeteneğe sahip olduğunda hareketlerinde kibir hissedilen, makam ve mevki sahibi olduğu zaman başkasını tanımaz hale gelen, arandığı zaman telefonunu açmayan ve daha da azarak akraba ve dostlarıyla bağını kesen gençleri aramızda çokça görmekteyiz.

Kibrin tek sebebi cahilliktir.

Cahil olan insan çoğu zaman haksızca kibirlenir.

Allahu Zülcelal bir Hadisi Kutsi’de şöyle buyurmuştur: Şu üç kişiyi severim:

Bir, itaat edenleri severim ama itaatkar genci daha çok severim. İki, tevazulu yani alçak gönüllü olanları severim ama tevazulu zengini daha çok severim. Üç, cömertleri severim ama cömert fakiri daha çok severim. Şu üç kişiye buğz ederim: Bir, isyan edenlere buğz ederim ama isyan eden yaşlıya daha çok buğz ederim. İki, kibirli kimselere buğz ederim ama kibirli fakire daha çok buğz ederim. Üç, cimri olana buğz ederim ama cimri zengine daha çok buğz ederim.

Bu Hadisi Şerif’te de görüldüğü üzere Allahu Teala tevazu sahiplerini seviyor, kibirli olanlara ise buğz ediyor. Çünkü kibirli insan haksızca kibirleniyor.

Bir kişi ne kadar büyük, tanınmış ve saygın biri olsa da Hazreti Allah’a muhtaçtır. Kibirli olan kimse ise zaaflarını ve her şeyde Hazreti Allah’a muhtaç olduğunu unutmuştur.

Düşünün, vücuttaki en küçük organ dahi görevini ifa edemezse insanın hayatı Cehennem’e dönüyor. Bunu unutan ancak bir cahil olabilir.

İnsan Hazreti Allah’a muhtaç olduğu bilincinde olduğu sürece kibirlenemez. Aksine her şeyin gerçek sahibinin Allahu Teala olduğunu bildiği için O’na boyun eğer ve tevazu gösterir. İnsanın Hazreti Allah’a boyun eğdikçe izzeti artar ve yücelir.

İnşirah Suresi 4. Ayeti Kerime’de Allz وَرَفَعْنَا لَكَ ذِكْرَكَ Senin şanını yüceltmedik mi?

Ey can!

Bu Ayeti Kerime’deki hikmeti iyi anla ve güzel kavra.

Şunu bil ki kişi Hazreti Allah’a boyun eğdikçe yükselir, tevazu gösterdiği sürece şanı ve şerefi artar. Burnunu dikip kibirlendiği sürece de Allah onu rezil eder, çıkamayacağı şekilde yerin dibine sokar ve bir daha sırtını doğrultamaz.

Allahu Zülcelal bir Hadisi Kutsi’de şöyle buyuruyor:

Büyüklük ridamdır, izzet de izarımdır. Kim bu iki şeyde benimle niza ederse ona azap veririm.

Ey can!

Bunu iyi anlayabilmen için sana İslam Tarihi’nden tevazu ve boyun eğme ile alakalı iki büyük tecrübeyi aktarayım.

Birincisi Bedir Gazvesi’dir.

Allahu Zülcelal Bedir Gazvesi hakkında Ali İmran Suresi 123. Ayeti Kerime’de

وَلَقَدْ نَصَرَكُمُ اللَّهُ بِبَدْرٍ وَأَنتُمْ أَذِلَّةٌ buyuruyor. “And olsun ki siz, düşkün bir durumda iken Bedir’de Allah size kati bir zafer vermişti.”

Bedir Ashabı zayıflığının ve Allah’a muhtaç olduğunun bilincinde olarak Allahu Teala’dan meded istediler. Bunun üzerine Allahu Zülcelal katından onlara güçlü bir Melek ordusu gönderdi.

İkincisi Huneyn Gazvesi’dir.

Huneyn Gazvesi’nde Bedir Gazvesi’nde yaşananın aksi yaşanmıştır. İslam askeri sayıca çok fazlaydı. Bunun üzerine Sahabe efendilerimizden birisi, “Bu kalabalık ordu yenilmez.” dedi.

Bu olayı Allahu Teala Tövbe Suresi 25. Ayeti Kerime’de şöyle anlatır: وَيَوْمَ حُنَيْنٍ ۙ إِذْ أَعْجَبَتْكُمْ كَثْرَتُكُمْ فَلَمْ تُغْنِ عَنكُمْ شَيْئًا وَضَاقَتْ عَلَيْكُمُ الْأَرْضُ بِمَا رَحُبَتْ ثُمَّ وَلَّيْتُم مُّدْبِرِينَ “O vakit Huneyn’de çokluğunuz size güven vermişti de bir faydası olmamıştı. Yeryüzü, o genişliği ile başınıza dar gelmişti. Sonra da bozularak arkanızı dönmüştünüz.”

Ey can!

İnsan hayatında da Bedir ve Huneyn tecrübeleri her zaman yaşanır.

Eğer ey Allah’ım diyerek O’ndan yardım ister ve fakirliğini O’na şikayet edersen, O sana dost olur. Muzaffer eyler, katından güç gönderir ve seni umduğuna nail eyler. Nefsine yenik düşüp “ben” dersen, Sahabe dahi olsan seni nefsinle baş başa bırakır.

Bu yüzden, herhangi bir işe başlayacak olan yahut büyük projelere adım atacak kardeşlerime Şeyhleri ve Mürşidleri olarak tavsiyem, her işe şu dua ile başlamalarıdır:

Ey sonsuz güç ve kudret sahibi olan Allah’ım!

Kendi gücümden sıyrılıp Senin gücüne sığındım, beni bu işimde muvaffak eyle, yolumu aç, başarı ihsan eyle, düştüğüm zaman elimden tutan Sen ol, beni nefsimle baş başa bırakma.

Bunun gibi acziyetini, Hazreti Allah’a olan ihtiyacını ve fakirliğini dile getirerek sadece Yüce Mevla’dan iste.

Ey can!

Zahiri sebeplerle meşguliyetin Hazreti Allah'a tevekkülünü zayıflatmasın. Devesini sağlam kazığa bağlamayan gibi ahmaklığa düşme.

İki tarafı da uçurum olan dar yolda yürürken, ben gereken emniyeti aldım deyip Hazreti Allah’ı unutursan; uçurumdan şirk çukuruna düşersin.

Sadece sebepleri görüp sebepleri yaratan Hazreti Allah’ı unutup, sebepleri ilahlaştırırsan cezayı Hazreti Allah’tan alırsın, bunu bil. Sebepleri görmezden gelip ben Allah’a tevekkül ettim dediğinde de sebepleri yaratan Allah’a isyan etmiş olursun.

Ey can!

Bu ince bir kıstastır. Buradaki sırrı iyi anla.

Hakiki Mümin, işine Allah’ın adını anıp fakirliğini ve ihtiyacını dua şeklinde Mevla’ya arzedip gereken tüm tedbirleri alandır. Şimdiki Müslümanların sorunu da budur. Boş konurlar, tedbir almadan tevekkül ettim derler.

Birisi Hazreti Ömer Efendimiz’in yanına gelir ve ondan para ister.

Bunun üzerine Hazreti Ömer sen kimsin diye sorar, adam da “Ben tevekkül eden kimselerdenim.” der. Hazreti Ömer Efendimiz de “Yalan söyledin, tevekkül eden kimse tohumu ekip tevekkül edendir.” buyurur.

Hazreti Ömer Efendimiz başka bir zamanda uyuz devesi olan birini görür ve “Bu deve ile ne yapıyorsun?” diye sorar.

O da “Şifa bulsun diye dua ediyorum Ya Ömer.” der.

Hazreti Ömer Efendimiz adama, “Keşke dua ile birlikte deveye katran da sürseydin.” der.

Ey can!

İslam Dini’nin genç Mümin’den örnek bir şahsiyet olmasını ister.

Genç Mümin başkalarının göremediği ve idrak edemediğini hakikat gözü ile görüp idrak etmelidir. İslam Dini, genç Mümin’den derin anlayış ve keskin idrak ile ellerin yetişemeyeceği ve nefislerin ulaşamayacağı düşünce ve fikre sahip olmasını ister.

Bu kutlu davada kibirden arınmış, tevazu ve alçak gönüllülükle güzelleşip hakikat yoluna adım atan dervişler olmanız temennisiyle.


Hizmetkar Fakir Seyyid Muhammed Ruhi

20 Aralık 2018


 
 
 

Yorumlar


  • Instagram
  • Facebook
  • Twitter
  • YouTube
bottom of page