Kabe Müezzini Ebu Mahzure

Selamun Aleyküm ve Rahmetullahu ve Berekatuhu.

Allah Resulü Aleyhisselatü Vesselam bir gün camiye giderken yolda ezanla dalga geçen Yahudi çocuklarını duydu. Aralarından birinin sesi çok güzeldi ve o ezanı ağzını eğip bükerek söylüyordu, diğerleri de ona gülüyordu.

Bizler bu durumda olsak ne yapardık? Hemen şiddete başvururduk, hakaret ederdik.

Allah Resulü Aleyhisselatü Vesselam yolunu değiştirdi ve yavaşça çocukların olduğu yöne doğru ilerledi. Yanlarına yaklaştı ve elini kaldırarak selam verdi.

Bu davranış psikolojide benden size zarar gelmez anlamına gelmektedir.

Az önce çok güzel bir ses duydum, o sizden mi geldi diye sordu.

Şu inceliğe bakar mısınız?

Çocuk güzel ses deyince sevindi tabi. Hemen öne atıldı evet ben söyledim dedi.

Efendimiz Aleyhisselatü Vesselam ona “Senin sesin ne kadar güzel öyle. Seni falan mescide götürsem. Oradaki amcalara da söyler misin?” dedi.

Çocuğun gururu okşanmıştı. Mutlu oldu. “Söylerim ama ben ezanı bilmiyorum ki.” dedi.

Allah Resulü Aleyhisselatü Vesselam “Olsun ben öğretirim sana.” dedi.

O söyledi, çocuk tekrarladı ve bu şekilde ezanı ezberledi. Sonra Efendimiz Sallallahu Aleyhi Vesellem elinden tuttu, diğer çocuklarla birlikte mescide gittiler.

Allah Resulü Aleyhisselatü Vesselam yol boyunca onun saçını okşamıştı.

Çocuk mescidde ezanı okuyunca oradaki Sahabeler de güzel övgülerde bulundular. Çocuk kendini çok iyi hissetmişti.

Efendimiz Sallallahu Aleyhi Vesellem, çocuğa yaklaşarak “Senin sesin çok güzel. Ben seni Mekke’ye göndersem. Orada Kabe’ye müezzinlik yapmak ister misin?” dedi.

İnsan kazanma sanatına bakar mısınız…

Çocuk farkında bile olmadan Müslüman olacak.

Oralarda Kabe’de müezzinlik yapmak herkesin bildiği, konuşulan bir şey. Çocuk da bunun büyük bir şey olduğunu biliyor. Bu durum çok hoşuna gitti ve gitmeyi kabul etti.

Yıllar geçiyor ve o çocuk Ebu Mahzure oluyor.

Sahabe’den, Kabe müezzinlerinden Ebu Mahzure...

Onun diğer müezzinlerden bir farkı var. Saçları çok uzun, hatta o kadar uzun ki saçlarını sarıp bir poşete koyarak geziyor. Onu görenler ve bu olayın mahiyetini bilmeyenler “Ya Mahsure bir de müezzinsin. Neden bu saçlarını kesmezsin? Bu ne hal böyle?” diyenler oluyor.

Ebu Mahzure bu duruma içleniyor ve “Nasıl keserim ben bu saçları? Bu saçlara kim dokundu siz bilir misiniz? Benden nasıl kesmemi istersiniz?” diyor.

Bunun üzerine daha ne denilebilir ki...

Birçok dersi bir arada veren Allah Resulü Aleyhisselatü Vesselam Efendimiz’in eğitimdeki ahlakı... Yolumuz tasavvuf.

Tasavvufun hepsi güzel ahlak ve edep üzeredir. Günde namaz beş vakit farzdır. Toplamda bir saat tutar ama edep ve güzel ahlak gece gündüz, yirmi dört saat farzdır.

Çocuklarımızı ancak böyle davranışlarla yolumuzla tanıştırıp, bu yolun yolcusu yapabiliriz.

Fakir Seyyid Muhammed Ruhi

09 Ocak 2018