Seyyid MUhammed Ruhi

Bismillahirrahmanirrahim.

Selamunun Aleyküm kıymetli kardeşlerim.

Cenabı Allah’a bizi Mümin yaptığı için binlerce hamdu senalar olsun.

Habibine ve Ehli Beyt’ine layık olduğu şekilde salat ve selam olsun.

Dinimiz nasihattir. Nefsimle beraber siz kardeşlerime nasihat edeyim. Cenabı Allah hepimize amel etmeyi nasip eylesin.

İblisin hilelerinden birisi insana yanlışlarını süslü ve güzel göstermesidir. Eğer kişi nasihatten uzak biriyse, yaptığı yanlışları yıllarca doğru görür ve kendini haklı bulur. Onun için dünya ve ahiret saadeti olan imanımızın içindeki hastalıkları tedavi etmeliyiz. Bu sebeple her zaman Muhammed Mustafa Sallahu Aleyhi Vesellem Efendimiz’in eczanesine müracaat etmeli, ilaçlarımızı alıp kullanmalıyız.

Ahir zamanın bugünlerinde Resulü Kibriya Aleyhisselatü Vesselam Efendimiz’in hitabıyla iman Mümin’in elinde kor ateş olmuştur; sağ elini atar tutamaz, sol elini atar tutamaz yakar.

Çok kişiler var ki Mümin sabahlıyor ancak akşama kafir çıkıyor. Çok kişiler de var akşam Mümin yatıyorlar ancak sabaha kafir olarak kalkıyorlar.

Derin bir ah çekerek söylüyorum ki ortalık günah denizi değil küfür denizi olmuş haldedir. İnsanı bu kötü hallerden koruyan tek kale ve barınak; mescidler, dergahlar ve Allah Dostlarıdır.

Bu asırda yüzlerce sapık fikir ve akide ortaya çıkmıştır. Bu yüzden Resulü Kibriya Aleyhisselatü Vesselam Efendimiz’in bize öğrettiği bu duayı her namazdan sonra yapmalı, Hazreti Allah’tan istemeliyiz. Böylelikle hatalarımızı, kusurlarımızı ve yanlışı görebilelim.

Allahümme erinel hakka hakkan verzukne ittibaehu ve erinel batile batilen verzugne iştinabeh.

Ya Rabbi! Doğruyu bize doğru olarak göster ve ona uymayı bize nasip et ve yanlış, bozuk olan şeylerin yanlış olduklarını bize göster ve onlardan sakınmamızı nasip eyle!

Allahu Zülcelal Nahl Suresi 63. Ayeti Kerime’de sapıtanlar için “Ve zeyyene lehumuş şeytanu agmelehum” Şeytan onlara o yanlışlarını süsleyip güzel gösteriyordu buyurmaktadır.

Ey Allah’ı isteyen derviş!

Hayatın hep yanlışlarla mı geçecek?

Daha ne kadar ömrün kaldı?

Kaç yılın kaç ayın kaç günün kaldı biliyor musun?

Tövbe ettim diyorsun ama acaba günahların affolundu mu?

O kadar ibadet, zikir ve hayırlar yapıyorum diyorsun ama acaba kabul olundu mu?

İnsanların sana muamelesine göre kendine bir rütbe ve makam çıkarma. Çünkü insanların bazısı seni salih, bazısı veli görürken, bazıları da kötü, kafir olarak görür. Kimisi seni faydalı bulurken kimisi de zararlı bulur.

Dün sana düşman olan bugün seni seviyor, bugün seni seven yarın sana düşman oluyor. Fazla muhatap olduğun zaman da seni soytarı ve basit olarak görüyor. Uzak durduğundaysa kibirli ve gururlu görüyorlar. Daha çok örnekler verebiliriz ama sayfalar yetmez.

Hazreti Ali Efendimiz diyor ki “İnsanlar dermanı bulunmayan çok derin bir hastalıktır, ilacı da yoktur.”

Aklını başına al.

İnsanlara Allah ve Resulü’nün sana gösterdiği şekilde muamele et.

Allahu Zülcelal’in ve Resulü Kibriya Aleyhisselatü Vesselam’ın çizgisinden çıkarsan sorunlar büyür de büyür.

İnsanları razı etmek için uğraşma.

Ey insanoğlu!

Senin dünyadaki vazifen Rabbinin rızasını kazanmaktır. Rabbin senden razı olup seni sevdiğinde; seni Meleklere, cinlere, insanlara ve mahlukata da sevdirir.

İnsanların seni salih, veli, iyi ya da kötü görmelerine takılma.

Nefsini en iyi sen biliyorsun. Rabbinin ibadetine muhtaçsın, Rabbinse senin ibadetine muhtaç değil.

Rabbinin sana emrettiği farzları; ibadetlerinde, insanlarla olan ilişkilerinde, alışverişinde, ticaretinde, ailevi ve sorumlu olduğun her alanda yerine getir.

Bunun yanında Resulü Kibriya Aleyhisselatu Vesselam Efendimiz’in sana öğrettiği güzel ahlak, sünnetler ve nafilelerle de Rabbine yaklaşmaya bak, rızasını kazan. Çünkü sen Rabbinin hangi iyilikten, hangi amelden razı olacağını bilmiyorsun.

Bir gün ziyaretime bir amca geldi. Kütüphaneme baktı ve maşallah bunların hepsini okudun mu diye sordu.

Okumadımsa da hepsine elim değmiştir dedim.

Peki kitapların ne söylüyor diye sordu.

Ben de kitapların hepsinin iyi ve faydalı bir insan olmamız gerektiğini söyledim.

Ya Rabbi bizleri, zürriyetlerimizi, sevdiklerimizi ve Ümmeti Muhammed’in gençlerini, kızlarını, hanımlarını hayırlı iyi ve faydalı insan eyle.

Hepimiz hayırlı ve faydalı olursak yeryüzünde kafir kalmaz. Her kafir, İslam’ı bir Müslüman’dan etkilenerek sever ve kabul eder.

Bu asırda yaşayan biz zavallı Müslümanların büyük bir hatası da çevremize uymamızdır. Bir haramı bütün insanlar işlese dahi o haram helal olmaz. Farkındaysan bu küçük örnekle sana çok şeyi anlatıyorum.

Hazreti Allah’ın emri herkes için geçerlidir.

Herkes Hazreti Allah’ın emrettiklerinden mesuldür.

İnsanlar denize kadın erkek karışık giriyor diye, sen de giremezsin. İnsanlar faiz yiyiyor diye sen de yiyemezsin. İnsanlar seni bağlamaz. Seni yalnızca Allahu Zülcelal ve Resulü Kibriya Aleyhisselatü Vesselam ilgilendirir.

Nefsim dahil bu yazıyı okuyan bütün kardeşlerim, okuduktan sonra bir düşünelim.

Ne kadar Müslümanız?

Ne kadar Muhammediyiz?

Ne kadar Abdulkadir Geylani Hazretlerinin dervişiyiz?

Hesabını yapalım, tövbe edelim. Rabbimizden bize ihlas ve sebat vermesini dileyelim.

Hizmetkar Seyyid Muhammed Ruhi

30 Eylül 2016