Seyyid Muhammed Ruhi
- Seyyid Muhammed Ruhi

- 13 Haz 2021
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 22 Haz 2021
Esselamu Aleykum ve Rahmetullahu ve Berekatuhu.
Hadisi Şerif’te “Kim kendini hangi kavme benzetirse o kavimden sayılır.” buyrulur. Yani insan kimi taklit ederse, kime benzemeye çalışırsa onlardandır.
Yahudiler ve Hristiyanlar tarih boyunca savaşlarıyla Müslümanları yıkamadılar. Sinsi hile ve oyunlarla Müslümanları parçalamaya çalıştılar. Küçük gruplar halinde çalışarak özlerinden dinlerinden, örf, adet ve gelenek göreneklerinden kopardılar.
Müslümanları parçalayarak, gençlerimizi ve kızlarımızı kendilerine benzettiler. Dinlerine, dedelerine ve asıllarına düşman ettiler.
1. Dünya Savaşı’ndan ve Çanakkale Savaşı’ndan sonra şeytanın dahi hocası olan Yahudiler ve Hristiyanlar Müslümanları nasıl yıkabileceklerini üzerine çalıştılar ve bir karara vardılar. Silah gücüyle Türkleri ve Müslümanları asıllarından koparamayacaklarını anladılar.
Müslümanları dinlerinden nasıl koparacaklarını düşünürken, birinin fikri kabul edildi. Müslümanların içine dört F koyalım dediler.
Birinci F, fitne.
Müslümanların içine fitne koyalım ki birbirlerine düşsünler. Birlik ve düzenleri kaybolsun dediler.
İkinci F, faiz.
Onların içine faiz koyalım ki ekonomik düzenleri bozulsun ve herkesin tek derdi para kazanmak olsun dediler.
Üçüncü F, fuhuş.
Onların içinde fuhuşu yayalım ki nesilleri bozulsun. Haya, utanma, şeref, haysiyet, edep mefhumları ortadan kalksın dediler.
Dördüncü F, futbol.
Onların dinlerine inançlarına kültürlerine mukaddes değerlerine olan tutkularıni ve fanatiklikleri futbola olsun ki özlerinden, dinlerinden tamamen kopsunlar dediler.
Bizim zavallı insanımıza yenilik diye batının çürümüş, kokuşan kötü ahlakını getirdiler.
Bunu anlayabilmek için fazla uzağa gitmeye gerek yok. 20 yıl öncesinde akraba bağları, misafirlikler, gençlerin giyim kuşamları şimdiki zamanla aynı mı? Değil.
Kendine gel Ey Müslüman kardeşim!
Müslümanlar kendine gelmezse, Cenabı Allah Kuran’ı Kerim’de buyurduğu gibi insanı düşmanlarıyla seni edeplendirir. Bosna Hersek’te insanları savaşla dinlerine döndürdüğü gibi. Bunun gibi daha nice örnekler var.
Müslümanların kaybettiği nokta, yaşadığı gibi bir dine inanmasıdır.
Bizler inancımızın gereğini insanlardan utandığımız, korktuğumuz, çekindiğimiz için yaşamıyoruz.
Alimlerimize, Seyyidlerimize, Şeyhlerimize karşı edep ve saygımız kalmadı. Kendimizi fütursuzca onlarla bir tutup, onların hakkında ileri geri konuşuyoruz. Onlara farklı kulplar takıyoruz.
Bu konuda Hristiyanlar kadar olamıyoruz. Onlar din büyüklerine peder diye hitap ediyorlar, yani papazlarına baba diyorlar.
Biz Müslümanlar din büyüklerimize amca desek bile kurtuluruz; çünkü bozulmayan ve Kıyamet’e kadar da bozulmayacak olan ve Hazreti Allah’ın yanında geçerli olan tek din İslam Dini’dir. Bu dinin direkleri sütunları ise alimler, Şeyhler ve Seyyidlerdir. Din onlardan öğrenilir.
Biz onları taklit edip, onlara sahip çıkmak yerine Yahudi ve Hristiyanları mı taklit edeceğiz?
Dinimizde elimizde bir namaz kalmış, onu dahi gereği gibi ifa edemiyoruz.
Gün, kendimize çeki düzen verme günüdür. Batılıların kokuşmuş kirli fikir ve adetlerinden çıkarak, aslımıza Osmanlı ecdadımızın yaşantısına bakarak kendimizi düzeltmeliyiz.
Sen yapmazsan, ben yapmazsam, o yapmazsa kim yapacak?
Allahu Zülcelal hepimize imanın gereklerini yerine getirip, yaşamayı nasip eylesin.
Son 15 yılda çok defa şahit olduğum bir konu daha var. Belki siz de görüp şahit olmuşsunuzdur.
İslam Dini’nin düşmanları kiliseyi, havrayı, papazı, hahamı insanlara sevdirmek için filmlere, çizgi filmlere koydular. Fuhuş ve benzeri her yolu denediler. İncillerin arasına dolar sıkıştırıp dağıttılar ama yine de kiliselere ve havralara karşı sempati elde edemediler.
Sizin bilmediğiniz bir şey daha var. Çok usta büyücüler getirerek herkese rastgele büyü yaptılar. Kendi dindarlarını ve medyumu piyasaya saldılar. Onlar da insanlara “Sende papaz büyüsü, Yahudi büyüsü var. Senin çaren papazda.” dediler. Bizim zavallı Müslümanımız cahil olduğu için denize düşerken yılana sarıldı. Halbuki evde biraz Kuran’ı Kerim okusa büyüsü zaten bozulurdu.
İnsanımız Kuran’ı Kerim’i yalnız mezarlıkta ölülerine okunduğu için derdinin dermanı için papazlara gitti. Yapan onlar olduğu için hemen çözdüler. Böylece o da rahatlayıp, sıkıntısı geçti. En nihayetinde de papaza, kiliseye, hahama, havraya karşı adamda sempatisi oluşmaya başladı. Orada şifa bulduğunu, rahatladığını düşündüğü için iyi ve doğru bir yer olduğunu düşünmeye başladı. Yavaş yavaş dinlerini değiştirdiler.
Şehirlerimizde kiliseler çoğaldı. Kuran’ı Kerim’de yazdığı gibi şeytan onlara yaptıkları yanlış ameli güzel gösterdi.
Cenabı Allah cümlemizin imanını korusun.
Kişi sevdiğiyle beraberdir.
Kulların en zavallısı, Ümmetin Hizmetkarı, Seyyid Muhammed Ruhi.
27 Nisan 2015



Yorumlar